Üzerine en çok bahis oynanan oyunlardan birisi de at yarışlarıdır. Herkesin ailesinde elbet sadece bu işle uğraşan bir kişi vardır. Ülkemizde oldukça yaygın ve sevilen bir oyundur at yarışları. Ünlü olan birçok hipodromda yapılır yarışlar. Belli sayıda atların üstünde jokeyleri ile belli mesafeleri yarışarak birinci gelme çabasıdır at yarışları. Özel olarak bu yarışlar için yetiştirilen atlar yerli oldukları kadar yabancı atlar da var. Herkes en çok Arap atı ya da İngiliz atını duymuştur. Belirli beslenme düzenlerine tabi tutulurlar, her zaman yarış için özel eğitim alırlar ve antrenman yaparlar. Aynı şekilde bu jokeyler için de geçerli. Onlarda bu mesleğin eğitimini ve gerekliliklerini öğrenirler.
Mesleğin Tehlikesi
Her ne kadar tehlikesiz gibi gözükse de aslında riskleri mevcut. Geçtiğimiz yıllarda at yarışlarında ölen jokeyler ve birdenbire yere serilen atlar oldu, bu tarz vakalara herkes tanık oldu. Jokeyler genel olarak kalp krizinden ya da düştükten sonra aldığı darbeler nedeniyle hayatlarını kaybettiler. Atlar ise aynı şekilde kriz geçirerek ya da verilen ilaçlardan dolayı hayatlarını kaybettiler. Bunların dışında da tabi her zaman tehlike mevcut. Sonuçta büyük bir alanda yarış yapılıyor ve birçok at durmaksızın koşuyor. Çok ters bir anda yere düşüldüğü zaman jokey kendisini birçok atın ayakları altında tekme yerken bulabilir. Verilen eğitimde en kilit noktalardan birisi de budur.
At Yarışı Bahisi Oynamak
Ülkemizde 2004 yılından itibaren faaliyet gösteren İddaa platformu sayesinde bu tarz, at yarışları gibi oyunlar üzerine oynanan bahisler daha da çok arttı, halkın ilgisini çok çekti. İddaa programı kullananlar, at yarışı bülteni izleyenler, birçok yerden yarışları ve oyunları takip edenler bahis oynarken hissettikleri heyecan sayesinde kendi kendilerine dopamin salgılıyorlar. Yaşadıkları heyecan verici süreç ile enerjik ve pozitif hissediyorlar ve bu durum bir yerden sonra bağımlılık halini alıyor. İsteseler bile engel olamıyorlar. Bağımlı hale geldikleri için bir şekilde bir yolunu bulup, bir yerden para çıkarıp oynamaya devam ediyorlar. Burada asıl bağımlı oldukları şey at yarışı değil, futbol ya da kültürümüzle çok alakasız bir oyunda olabilir.
Bu bahis oynayan insanların asıl bağımlı oldukları şey oynarken hissettikleri duygulardır. Bu yaşanan kısacık duygular sayesinde iyi hissederler, o andan haz alırlar. Sonunun yıkıcı olduğunu bile bile bunu yaparlar çünkü o hissi almaya artık alışmışlardır, bir bağımlılık haline gelmiştir. Alamadıkları zamanda sorun yaşarlar ve onlarda bunun farkına varmışlardır. Tıpkı herhangi bir bağımlılık gibi, içerik farklı ancak süreç aynı. Bu, bahis oynayan kişilerin yaşadığı psikolojik süreçtir. Oynamanın zevki açısından bakacak olursak o kalabalığın içinde kazanma umudu ile tahminler yapmaya çalışarak bahis oynamak, maç ya da oyun sonuna kadar tezahürat yapmak, var gücüyle bağırmak ve yerinde duramamak gibi durumlar eğlenceli olabilir.
At Yarışının Tarihsel Süreci
Bilinen en eski ve en yaygın olan sporlardan biridir at yarışları. Bilinen ilk at yarışları eski Türk devletlerinde yapılmış ve kayda geçmiştir. Asurlular, Romalılar, Mısırlılar ve son olarak da Hititlerin at yarışları organize ettiği yazılı kaynaklar sayesinde bilinmektedir. Tarihin en ünlü destan yazarı Homeros’un yazdığı İlyada adlı eserde at arabaları ile yapılan yarışlardan bahseder. Ayrıca Çinli, Kuzey Afrikalı, Pers ve Arap at binicilerinin de yarışlar yaptığı yine yazılı kaynaklar sayesinde bilinmektedir. Bilinen ilk düzenli yarışlar İngiltere Kralı 2. Charles döneminde, yani 17.yüzyılda yapılmıştır. Kuzey Amerika’da ise 1665 yılında ilk resmi at yarışları organize edildi. At yarışları, günümüzdeki şeklini 19.yüzyılın ortalarında elde etmeye başladı. Bilinen en ünlü engelli yarış Liverpool’daki Aintree koşu alanında yapılmış olan yarıştır.
Detaylandıracak olursak İngiltere’deki at yarışları 1750 yılında kurulmuş olan Newmarket isimli jokey kulübü organizasyonu sayesinde düzenleniyordu. Günümüzde ise en önemli koşulardan biri Derby’dir. Bu yarışta atlar 2400 metre koşarlar. ABD’de ise klasik koşular, Belmont Stakes, Kentucky Derby ve Preakness Stakes yarışları olarak bilinir. Fransa’nın klasik koşuları ise Zafer Takı Büyük Ödülü, Jokey Kulübü Büyük Ödülü ve Paris Büyük Ödülü yarışları olarak bilinir. Dünya üzerinde ilk kez binicilik şampiyonluğu yarışı 1970 yılında yapılmıştır.
Bahsettiğimiz gibi at yarışları genel olarak safkan veya yarım kan olarak nitelendirilen atlar ile yapılır. Yapılan yarışlar ise ikiye ayrılır; düz ve engelli koşu yarışları. Düz koşu yarışlarında değeri fazla olan yarış atları yarıştırılır ve bu yapılan yarışlar büyük ödüllere sahiptir. Engelli koşu yarışlarında ise yaş olarak daha büyük olan atlar yarışır, yüksek ve zorlu engelleri aşmaya çalışarak birinci gelmek için çaba gösterirler.
Bir Yarış Nasıl Olur?
Atların yaşlarına göre ağırlık ayarlama durumu vardır. Eğer yaş olarak büyük bir at yarışacak ise mevcut ağırlığı arttırılır ve diğer atlar ile arasındaki eşitsizlik ortadan kalkar. Atın taşıdığı iki ağırlık vardır; birincisi jokey, ikincisi eyerdir. Ağırlık dengelemesi yapmak için kurşun torbalarını atın taşıdığı ağırlığa eklerler.
Yarışa birkaç dakika varken tüm jokeyler kendi atlarına binip belirlenen başlama noktasında konum alarak beklerler. Koşular, iki farklı seçenek ile başlatılabilir. İlkinde, pisti eninden ayıran şeritlerin oluşturduğu başlama kapısından başlatılır. Atlar ve jokeyleri, kapının arkasında sıralarını alır ve hakemin engeli kaldırması ile yarış başlamış olur. Diğer seçenekte ise her at için ayrı birer bölme, başlama noktası kullanılır. Jokeylerin kritik anlarda doğru karar verebilme becerisi ve soğukkanlılığı koruyabilme yetenekleri yapılacak yarışı çok büyük bir şekilde etkilemektedir.
Tüm jokeyler her atın farklı birer koşma şekline sahip olduğunu meslekleri gereği bilirler. Bazıları son sürat, dörtnala durmaksızın koşmayı sever, bazı atlar ise liderliği alır almaz hızlarını düşürürler. Bu bilgilerin ışığında jokeyler atlarının temposunu iyi kontrol etmeli, atın önünü açabilmeye çalışmalı ve diğer atların arasından temiz bir şekilde geçmek için hızlı olmalıdır. Yarış esnasında bir atın önüne geçip onu engellemek, yarışırken atları sıkıştırma gibi kurallar ihlal edilirse kural dışı davranışta bulunan atın jokeyi engellediği atın gerisinde konumlandırılır. İlk dört derecede yarışı sonlandıran atların eyer ve torbalarındaki ağırlıklara yarışın sonunda aynı olup olmadığına bakılır, denetleme yapılır.
Ülkemizde At Yarışları
Ülkemizde ilk yarışlar Osmanlı Padişahı Orhan Bey’in Bursa’yı almasından sonra düzenlendiği biliniyor. 17.yüzyılda Edirne ve İstanbul’daki Yıldız Köşkü bahçesinde de at yarışları organize edilmiştir. 19.yüzyılda ise Veliefendi bölgesinde bulunan Veliefendi Hipodromu olarak bilinen bölgede ve Kağıthane İlçesinde de at yarışları yapılırdı.
Cumhuriyet Döneminde ise düzenli yarışlar ilk olarak 1924 yılında yapılmaya başladı. Günümüzde en ünlü koşu olarak bilinen Gazi Koşusu ise 1927 yılında başladı. Günümüzde Türkiye Jokey Kulübü çatısı altında Antalya, Diyarbakır, Şanlıurfa, Elazığ, Adana, Kocaeli, Bursa, Ankara, İzmir ve İstanbul’da yapılan yarışların dışında da aynı kurumun organize ettiği Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanlığı Kupası, Türkiye Büyük Millet Meclisi koşuları düzenlenmektedir. Gazi Koşusu Cumhuriyetin ilk yıllarından beri yapılmakta olup, ülkemizde en uzun süredir devam eden etkinliktir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
